Türk Marka Hukuku’nda Bir Hükümsüzlük Sebebi Olarak Kötü Niyetin Belirlenmesi
Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kullanımını Özendirme

İnternet Ortamındaki Yayınlarda Telif Hakları

Download PDF

GİRİŞ

İnternet’in Gelişimi

İnternet, dünya üzerindeki tüm bilgisayar ağlarının birbiri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan bir bilgi iletişim ağıdır.

İnternet, Dünya tarihindeki en hızlı gelişen elektronik teknolojidir. Amerika’da yapılan bir araştırmada, elektrik kullanılmaya başlanmasından 46 yıl sonra evlerin %30’una girmiştir. Bu sürenin telefon için 38 yıl, televizyon için 17 yıl, internet için ise sadece 7 yıl olduğu belirtilmektedir. Bir başka araştırmada ise; Dünyada 50 milyon televizyon rakamına 10 yıl içinde ulaşıldığı, internete bağlı bilgisayar sayısının 50 milyona ulaşmasının ise sadece 3 yıl sürdüğü belirtilmektedir.

İnternete bağlı kişi sayısı –Amerikan Patent ve Marka Ofisine göre 2000 yılı sonu itibariyle 350 milyon kişidir. İnternete bağlı olan kişi sayısı ve içindeki bilgi sayısı her geçen gün inanılmaz boyutlarda artmaktadır.

Elekronik Ticaret ve Elektronik Yayıncılık

İnternet çağının en göze çarpan bölümü ise, internet ortamındaki elektronik ticaretin hızla yayılmasıdır. Elektronik ticaret; sayısallaştırılmış yazılı metin, ses ve görüntünün işlenmesi ve saklanması ilkesine dayanarak; mal ve hizmetlerin elektronik olarak alım-satımı, reklamı ve dağıtımı da dahil olmak üzere her tür işlemin internet ve diğer iletişim ağları üzerinden yapılmasıdır. Türkiye’de e-ticaretin 2000 yılı için tahmini boyutu 25 milyon dolardır. Dünyada 2004 yılında elektronik ticaretten 1 trilyon dolar beklenmektedir.

Bütün bu gelişmelere paralel olarak hızla gelişen internet ortamındaki her türlü ticaretin kontrol altına alınması ve özellikle bilgi üreten kişilerin hak ve hukuklarını tayin etmek ve korumak amacıyla, çeşitli hukuksal düzenlemelerin yapılması ve bu düzenlemelerin teknolojik olarak da desteklenmesi gerekmektedir. Bu düzenlemeler yapılırken önemli bir nokta da internetin özgürlükçü yapısını korumaktır. Bugün gelişmiş ülkelerde yapılacak düzenlemelerde, mümkün olduğunca internetin özgürlükçü yapısını korumaya yönelik olması gerektiği ve; özgür bir bilgi ve iletişim platformu olan internetin bu özelliğine zarar verilmemesi gerektiği kabul edilmektedir.

E-Ticaret ve internet uygulamaları konusunda özellikle Türkiye açısından önem taşıyan sorunlar ise şöyle özetlenebilir:

a. Bilgi ve ağ alt yapı sorunları ( teknik altyapı, standartların eksikliği, içerik yokluğu/eksikliği)
b. Hukuksal yapıda gereken değişiklikler ve yasal tanımlar (borçlar hukuku, usul hukuku, ticaret hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku, telif hakları, patent ve ticari marka hakları, yasadışı yayınlar, elektronik imza ve belgelerin doğruluğu, vergi hukuku v.b.)
c. İşlemlerde güvenliğin ve kişiye özgünlüğün korunması
d. Gümrük ve mal teslimatı

Elektronik ticarette önemli bir nokta da sayısal imza alanındaki çalışmalardır. Dünyada sayısal imzanın kanunlaştırılması çalışmaları hızlı bir şekilde olmaktadır. Almanya ve Singapur’da 1998 yılında çalışmalar başlamıştır. AB’de 4 Mayıs 2000 tarihinde Elektronik Ticaret Direktifi yürürlüğe girmiştir. AB, Bu Direktif’ten önce “Mesafeli Satış Direktifi”, “Veri Koruması Direktifi” ve “ Elektronik İmza Direktifi’ni yürülüğe koymuştur. Elektronik İmza Direktifi ile elekronik imzanın el yazısı ile atılan imzada olduğu gibi hukuki sonuç doğurması sağlanırken, Direktif ile ise, AB’de elektronik ticarete ilişkin halihazırda yürürlükte bulunan ve direktiflere çerçeve oluşturucu nitelikte tamamlayıcı bir ek getirilmiştir. Direktif temel olarak elektronik sözleşmelerin kurulması, servis sağlayıcılar ve teknoloji ağlarında yer alan diğer aracıların sorumluluğu, anlaşmazlıkların mahkeme dışında çözüme ulaştırılması ve üye ülkelerin yetkili mercilerinin rollerini düzenlemektedir.

Ülkemizde de bu konuda çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca Mart 2001 Ankara’da TÜBİTAK ve TTGV tarafından düzenlenen “Bilişim Teknolojileri ve Hukuk Toplantısı’nda TÜBİTAK Bilten’den konuşmacı olarak katılan Sayın Murat Aşkar, TÜBİTAK Bilten’de geliştirilen sayısal imza sisteminin yurtdışındakilere örnek teşkil ettiğini anlatmıştır.

Bilgi ile uğraşan araştırmacılar, bilim adamları, kütüphaneciler v.b. her meslekten olan kişilerin bilgiye kolay, hızlı bir şekilde ulaşması için internet ortamındaki elektronik yayınların artması ile olacaktır. Bu alandaki çalışmalarda hiç kuşkusuz internet ortamında bilgi üreten kişilerin, eser sahiplerinin, haklarının korunması ve kullanım sırasında ortaya çıkacak teknik ve hukuksal sorunların önlenmesi ile olacaktır.

Teknolojik ve hukuksal anlamdaki gelişmelerin ilerlemesi sonucu gelecekte kütüphanelerin, elektronik kütüphaneler olması çok uzak değildir. Bildiğiniz gibi pek çok yayın internet ortamında ücretli ya da ücretsiz olarak hizmet veriyor. The Economist, The Wall Street Journal derken Britannica da internet içeriğini ücretli yapma kararı almıştır. Times, Telegraph ve Guardian ise bir kısım içeriğini ücretli olarak hizmeti sunmayı planlamaktadır. Gelecekte tüm sahipli metinlerin internet üzerinden ücretli kullanıma açılması söz konusu olabilir. Bunun altyapısını sağlamak için sürdürülen proje Digital Object Identifier (DOI) adı verilen bir standardın yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. DOI öncelikle kitap endüstrisini yakından ilgilendirmektedir. DOI aracılıyla e-kitaba dönüşerek farklı siteler üzerinden satılabilmesi söz konusudur. Müzik endüstrisinde yarıda kesilen devrim, önümüzdeki yıllarda yayımcılıkta gerçekleşeğe benzemektedir. DOI iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümü yayımcı tarafından bu metin için yaratılan bir kodu tanımlanmaktadır. Söz konusu olan bir kitap ise ikinci bölüm kitabın ISBN kodu da olabilmektedir. Bir web tarayıcı bir DOI nesnesini tıkladığında veritabanına ve ilgili katalog bilgilerine erişim sağlanabilmektedir. DOI internet üzerinde eksik olan sayısal telif hakları yönetimini sağlamayı amaçlanmaktadır. Bu şekilde bir e-kitabın bölümleri ayrı ayrı kullanıma (yani satışa) sunulabileceği gibi bir İnternet gazetesinde yer alan farklı bölümler ve yazılar da ayrı ayrı satılabilecektir. Bu şekilde herhangi bir site bu yazıları alıp ücretli olarak kendi sayfalarına koyabileceklerdir. Yazı açılıp okunduğu zaman telif hakkı ücretinin kime ödeneceği DOI aracılığıyla bilinecektir. Content Directions şirketi Uluslararası DOI Vakfı tarafından tanınan ilk ticari DOI kayıt ajansı olarak faaliyet göstermektedir. Deneme amaçlı olarak DOI kodu taşımaya başlayan elektronik metin sayısı şimdiden 3 milyona ulaşmış bulunmaktadır. Bunlar daha çok akademik ve profesyonel dergilerde çıkan yazılardır. Buna ilişkin teknoloji Handle System olarak adlandırılmaktadır. Bu teknolojiyi geliştiren kurumun başında ise İnternet’in öncü tasarımcılarından Robert Kahn bulunmaktadır. Kahn yapılan çalışmayı “İnternet’in, veri paketlerini ileten bir ağ olmanın ötesinde, bilgi yönetimini sağlayacak bir şekilde yeniden tanımlanması” olarak değerlendirmektedir. Bütün bu gelişmeler küresel bir elektronik ortamdaki kütüphanenin temellerinin bir başlangıcı olarak yorumlanabilir.

İnternet’in Telif Hakları Açısından Özellikleri

Öncelikle İnternet’in telif hakları açısından özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

• İnternet ortamında eserler son derece kolay çoğaltılabilmekte ve dağıtılabilmektedir. Herhangi bir eser, çok kısa bir süre içerisinde binlerce ve hatta milyonlarca kişi tarafından kopyalanabilmektedir. Ve bu yapılırken asıl nüsha ile çoğaltılan nüsha arasında hiçbir kalite farkı da bulunmamaktadır.

• Web sayfaları ya da içeriği ile ilgili korumanın sınırları tam olarak belirlenememektedir.

• İnternet, etkileşimli yapısıyla ve sanal gerçeklik uygulamaları gibi teknolojik gelişmeler ile klasik eser tanımını zorlamaktadır.

• Devletlerin yıllardır fikri haklar alanına ait düzenlemeleri hükümranlık hakkında bağlı düzenlemeler olarak görmeleri uluslararası alandaki işbirliği çalışmalarının yetersiz kalmasına sebep olmuştur.

• İnternet’in hiçbir hukuki kişiliğe ya da kuruma ait olmayan bir yapıda bulunması ve bu şekilde gelişmesi için yapılacak düzenlemeleri zorlaştırmaktadır.

• İnternet’in bir özgürlük ortamı olarak, fazladan yasal ya da teknik düzenlemelerle gelişiminin kısıtlanması istenmemektedir.

• İnternet üzerinden yapılan hak tecavüzlerinde, tecavüzü yapanın tespiti ve bu ihlalin önlenmesi son derece güç olmaktadır.

• Uygulanacak hukukun tespiti yani Devletler Hususi Hukukuna ilişkin sorunlar bulunmaktadır.

Dünya’da Telif Hakları

Dünyanın hiçbir yerinde, İnternetin halen çok yaygın olarak kullanıldığı bir ülke olan Amerika’da dahi İnternet ile ilgili hukuki alt yapı henüz tam anlamıyla oluşmamıştır.

İnternet’teki telif hakları ile ilgili düzenlemelerin yapılması her geçen gün hızla değişen sayısal dosyalar ve İnternet’teki uygulamalar ile zorlaşmaktadır. Bu nedenle telif hakları hızlı bir şekilde değişmektedir. Avrupa Birliği’nde değişikliklerin ortaya çıkması bir tek Pazar oluşturulmaya başlamasına yol açmıştır. Bütün bu gelişmeler telif hakları ile ilgili bir standartlaşma sıkıntısını da ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte son zamanlarda Avrupa Birliği “a draft Directive on Copyright in the Information Society” adlı bir öneri ile Bilgi Kurumları Servis Sağlayıcılarının (Information Society Service Providers) ve eser sahiplerinin ilgisini çekmiştir.

Buna göre eser sahiplerinin ve kullanıcıların karşı karşıya oldukları sorunlar şu şekildedir:

• Eserler sayısal ortamdadır, bu da kullanımda kopyalama sorununu ortaya çıkarmaktadır.

• Elektronik ortam ile eserler globalleşebilmektedir.

• Elektronikleşme ile ticari çalışmalarda geleneksel engelleme anlaşmalarını da ortadan kaldırmıştır. Hatta ticari olmayan bireysel çalışmalarda da ekonomik tehlikeler ortaya çıkmaktadır.

• İnternet özellikle, zayıf koruma sistemleri ile ülkelerdeki çalışmaların istismar edilmesine izin vermektedir.

• Eser sahibi ve kullanıcı telif hakları global ortamda farklı ulusal kanunlar ile sunulmaktadır.

Ek olarak internet’teki özel uygulamalar; yardımlı metin bağlantıları (hypertext links), çerçeveli servisler (framing services), söyleşi (chat) odaları, haber grupları (newsgroups), etkileşimli (interactive), ağ (network) oyunları, e-mektup (e-mail) v.b. Yeni bir kanun düzenlemelerini ortaya çıkarmaktadır.

Telif hakları ulusal bir haktır. Telif haklarıın korunması ulusal sistemleri de değişiklik göstermektedir.

Şu anki ulusararası hukuksal düzenlemeler:

• Bern Antlaşması
• Universal Telif Hakları Antlaşması
• Roma Antlaşması
• Cenevre Antlaşması
• GATT-TRIPs (Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Trips Antlaşmaları)

Berne Antlaşması: 19 Ocak 1998 itibariyle üye olan ülke sayısı 131’dir. Bu grup içinde Türkiye de bulunmaktadır.

Universal Telif Hakları Antlaşması: 21 Ekim 1996 itibariyle 7 ülke.

Roma Antlaşması: 6 Mart 1998 itibariyle 57 ülke.

Cenevre Antlaşması: 10 Aralık 1997 itibariyle 51 ülke

GATT-TRIPs (Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Trips Antlaşmaları
Dünya Ticaret Örgütü sözleşmesinin eki olan Aralık 1993 TRIPS ( Trade Related Aspects of Intellectual Property- Fikri Mülkiyet Haklarının Ticari Niteliklerine İlişkin Anlaşma) antlaşması bir yandan fikri hakların korunması ve gelişmesi için hükümler getirirken bir yandan da bu hükümlerin serbest ticarete engel olmayacak şekilde düzenlenmesine çalışmaktadır.

TRIPS Antlaşması, daha evvel mevcut olan uluslararası anlaşmaları değiştirmemiş fakat bu anlaşmalar ile sağlanan korumanın daha geniş ve aktif hale getirilmesini sağlamıştır. Hemen hemen bütün devletlerin imzalamış olduğu TRIPs anlaşması fikri hakların korunması alanında atılan büyük bir gelişmedir.

Antlaşmanın şartları yerine getirilmesi için Türkiyede’de gerekli değişiklikler yapılmıştır.

WIPO
Birleşmiş Milletler (The United Nations) World Intellectual Property Organisation (WIPO) ‘nun desteği sayesinde sayısal çağda fikri hakların korunmasını güçlendirmeye ihtiyacı olduğunu anlamıştır. WIPO’nun üyeleri arasındaki danışma Cenevre’de 1996 yılında 3 yeni fikrin ortaya çıkması ile sonuçlanmıştır. Birincisi Bern anlaşmasında değişiklik (Bern Değişiklik Antlaşması), ikincisi yeni bir konu Phonograms Antlaşması , üçüncü yeni bir antlaşmada Databasa’ler antlaşmasıdır.

Bu sözleşmeler, İnternet ile ilgili özel maddeler içerir. WIPO düşünce Hakları Anlaşması’nın 8. maddesi topluma iletim hakkı’nı düzenlemektedir. Bu madde şu şekildedir. “…edebiyat ve sanat eserleri, eserlerinin kablo ila ya da telsiz ortamda, toplum üyelerinin kendileri tarafından seçilen bir yer ve zamanda bu eserlerden kişisel olarak yararlancak biçimde topluma iletilmesine izin verme hususunda inhisari bir hak sahibidir”.

Bu madde, internette fikri hakların korunmasına yönelik çok önemli bir düzenlemedir.

WIPO’ya üye olan ülke sayısı 18 Mart 1998 itibariyle 51’dir..

ABD

Amerika, Bern Sözleşmesine taraf olduktan sonra TRIPs ve WIPO sözleşmelerine uygun değişiklikler, 1998 tarihli “Digital Millennium Copyright Act” isimli yasa ile gerçekleştirmiştir. 1997 tarihli “No Electronic Theft Act” isimli yasa ile İnternet üzerinden yapılan fikri hak ihlallerinin cezai yaptırımlarını düzenlemiştir. Burada ilgi çekici bölüm: bir fikri hakkın izinsiz olarak kullanılması suçun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Bu eylemin ticari çıkarla ya da kişisel ticari kazanç amacıyla yapılmış olması veya ihlal edilen hakkın belirli bir miktara ulaşan ekonomik bir değerinin olması ve belirli bir süre devam etmesi gerekmektedir.

Türkiye’de Telif Hakları

Türkiye’de Telif hakları ile ilgili 5846 sayılı kanun, 05.12.1951 tarihinde yasalaşmıştır. Bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun ise 4630 sayılı kanun ile 21.02.2001 tarihinde olmuştur.

Kanunda eserin tanımı “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulu” olarak yapılmaktadır.

Bu ifadeye göre eser niteliğinin tespitinde iki şart aranmaktadır. Birincisi, eser sahibinin özelliğini taşımalıdır. Yani bağımsız bir fikri çalışma sonucu olmalı ve sahibinin yaratıcılığını yansıtmalıdır.

Kanunun 2-7 maddeleri arasında belirtilen eser türleri şu şekilde sıralanmaktadır:,

İlim ve Edebiyat Eserleri: Bilgisayar programları, bunların hazırlık tasarımları, rakıslar, yazılı kareografi eserler, pandomimalar buna benzer sahne eserleri, fotoğraf eserleri, haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topografyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri

Musiki eserleri: her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.

Güzel Sanat Eserleri: Yağlı boya ve suluboya tablolar, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma ve benzeri usullerle maden, taş, veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi, heykeller, kabartmalar, oymalar, mimarlık eserleri, el işleri, küçük sanat eserleri, minyatürler, süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları, fonografik eserler, slaytlar, grafik eserler, karikatür eserleri, her türlü tiplemeler

Sinema Eserleri

İşlenmeler ve Derlemeler: Tercümeler, musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin film haline sokulması veya filme alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması, musiki arajman ve tertipleri, güzel sanat eserlerinin bir şekilden diğer şekillere sokulması, bir eser sahibinin bütün veya aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline sokulması, belli bir maksada göre hususi bir plan dahilinde seçme ve toplama eserler tertibi, henüz yayınlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi, başkasına ait bir eserin izah veya şerhi yahut kısaltılması, bir bilgisayar programının uyarlanması düzenlenmesi veya herhangi bir değişim yapılması, belli bir maksada göre ve hususi bir plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veya diğer biçimdeki veri tabanları (Ancak burada sağlanan koruma, veri tabanı içinde bulunan veri ve materyalin korunması için genişletilemez)

Alenileşmiş ve yayımlanmış eserler: Hak sahibinin rızasıyla umuma arzedilen bir eser alenileşmiş sayılır.

Sonuç olarak fikir ve sanat ürünün eser olarak kabul edilmesi için sahibinin özelliğini taşıması yanında kanunda belirtilen bu eser kategorilerine girmesi gerekmektedir. Ancak, eser niteliğine sahip ürünler kanunda belirtilen korumalardan yararlanabilir. Dolayısıyla, öncelikle ürünün eser olup olmadığının tespiti gerekir.

İnternet sayfalarının fikri haklar kapsamında korunması: İnternet (web) sayfası teknik anlamda bir bilgisayar dili olan html dokümanıdır. Bu dil ile çeşitli, metin, grafik, resim ve sesleri web sayfasında sunmak mümkündür. Web sayfası hazırlanırken bilgisayar programlarından da yararlanılır. Web sayfalarının meydana getirilmesi bir fikir bir emek ürünüdür. Gerçekten, önce sayfanın kullanımının işlevselliğine ve kolaylığına yönelik ve sonra da buna uygun grafik tasarımın hazırlanması tamamıyla yaratıcı bir süreçtir. Bu itibarla, fikri emek ürünü olan web sayfası 5864 sayılı FSEK’nda yer alan eser sayılacak ve kanundaki korumalardan yararlanacaktır. Bunun için, web sayfası, hazırlayan kişinin yaratıcı gücünü ve özelliğini taşımalı ve böylece diğer eserlerden ayrılmalıdır.

Ama kesin olan, web sayfasının grafik tasarımının, grafik eser olarak FESK kapsamında korunacağıdır. Dolayısıyla İnternet sayfasının grafik tasarımının koruma kapsamında olduğu söylenebilir.

Bunun yanında web sayfası içeriğinin de koruma altında olup olmayacağının tespiti içinde yer alan çeşitli unsurları incelemek gerekir. Gerçekten web sayfasının içinde yer alan metin, fotoğraf, resim, hareketli veya hareketsiz görüntünün kendisi eser niteliği taşıyabilir. Dolayısıyla, içeriği itibariyle web sayfasının işlenme eser olarak kabulu mümkündür.

Yanısıra bu noktada, eserin aslı ile web sayfasında yer alan şeklinin aynı olup olmadığı konusuna değinmek gerekir. Çünkü eser, web sayfasında sayısal hale dönüştürülmüş ve sayısal kodlarla ifade edilmiştir. Sayısal hale getirmek FSEK’te tercüme olarak da değerlendirilip, yorumlanabilir. Bu yaklaşımda web sayfasının bir eser olduğu sonucu çıkacaktır. Fikri ürün olarak web sayfası, internet ortamında şekillendirilip ortaya çıkarılınca FSEK’in koruma kapsamına girmektedir.

Türkiye’den konu ile ilgili bir örnek

REGA: Türkiye’de İnternet ortamında Elektronik Resmi Gazete (REGA) adlı yayını Tam Bilgi İletişim adlı şirket sunmaktadır. 1994 yılından beri faaliyette olan şirket ilk kuruldukları yıllarda çevirmeli uçbilim (dial-up) ile hizmet vermekte idi. Bu dönemde kullanıcıları kontrol etmekte bir sorun ile karşı karşıya kalmıyorlardı. Ancak İnternet’in ortaya çıkmasıyla üye olmadıkları halde veri tabanını kullanan kişilerin ortaya çıktığı bilinmektedir.

Size verilen bir şifreyi başka bir kişinin kullanması sonucu sisteme giriş çok kolay bir şekilde olmaktadır. Şu anda bu sorunun önlenmesi amacıyla bir arayüz program hazırlamışlardır. Sonuç olarak burada verilen emeği haksızca kullanan kişiler söz konusudur.

SONUÇ

İnternet ile ilgili telif hakları alanında tüm ülkelerin hukuksal boyutta yapacakları çalışmalar hiç şüphesiz teknik ilerleme ile beraber olacaktır.

Bilginin tüm Dünya’da etkin ve hızlı bir şekilde kullanılabilmesi ve özellikle kütüphanelerin işlevselliğinin artması için telif hakları alanında yapılacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır.

Kütüphanecilerin telif hakları ile kullandırma sınırları ve oluşturacakları kütüphane yönetmeliklerinde kullanıcıları bilgilendirme çalışmaları açısından konunun önemi yadsınamaz.

Emine Nergiz Köseoğlu’na ait olan bu makaleye ulaşmak için tıklayınız.

error: Content is protected.